BKGSD







BulletProof Kabilesinin Gözünden Suç Dünyası

3 hafta devam eden 'Halil Božić'in Kaleminden Suç Dünyası' yazı dizisi çok beğenildi ve ben de diğer suç kabileleri ile birlikte suça farklı açılardan bakmak için röportaj yaptım. İşte BulletProof kabilesi üyesi Isabelle Monaci ile suça başka bir pencereden bakış.

+ Öncelikle hoş geldiniz tabii ki.

— Merhabalar.


+ Belki takip etmişsinizdir, daha önce başka bir suç kabilesi üyesi ile röportaj yapmıştım Ankara It's POP'ta. Belki dost, belki düşman bir kabiledir size karşı ama amaç aynı; suç. Hep karanlıklarda olan bu suçun amacı sizce nedir?

— Bence suç kavramını incelemeden önce her insanın farklı amacı, farklı görüşü olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Bazıları, sistemin gerektiği gibi davranır, gücü elinde bulunduran kesimin koyduğu kurallara uyar, bazıları ise içinden geldiği gii davranır, istediği hareketi yapar ve bu da "suç" olarak nitelendirilir. Elbette burada kastettiğim şey adam öldürmek gibi ağır bir şey değil. Tabii bu noktada değinmeden geçemeyeceğim birkaç şey de yok değil. Suçu, "maddiyat" için işleyen, insanları mağdur durumda bırakıp vicdanı rahat eden insanlar da var ve ne yazık ki bu insanlarla aynı statüde değerlendiriliyoruz zaman zaman. Ben ve pek çok arkadaşımın işlediği ve "suç" olarak değerlendirilen olaylar, aslında bir diğer açıdan bakılırsa "sisteme tepki" olduğu anlaşılır. En azından anlaşılmalıdır. İktidar sahipleri, ülkeleri için bir şey yapmadıkları, aksine kendi ceplerini doldurup, rahat(madden) bir yaşam sürmeye devam ettikleri, halkı umursamadıkları sürece "suç" da devam edecektir.


+ İktidar sahiplerine göreyse, siz daha uzun yıllar boyunca hırsızlık yapacaksınız desene.
Dışarıda, suçla ilgilenen insanları görüyorum, çoğu erkek. Sen bir bayan olarak suç kariyeri yapmış bir insansın ve merak ediyorum, bir bayan olarak suç kariyeri ile ilerlemenin zorlukları nelerdir?

—Bu soruyla karşılaşana dek, cinsiyetim ve kariyerim ilişkim hakkında olumlu ya da olumsuz bir düşüncem olmamıştı. Hoş şimdi de pek bir şey değişmedi. Sanırım ben kariyerimden öyle zevk alıyorum ki, her şeyimden hatta cinsiyetimden bile sıyrılıyorum bu yolda ilerlerken. Hayır, cinsiyetimle ilgili hiçbir problem yaşamadım bu güne dek. Şu noktada, durup ardıma baktığımda da şu soruyu sormadan edemiyorum "Buna kaç kadın cesaret edebilirdi acaba?"


+ Cesaretini tebrik ederim. Her ne kadar insanlar için zararlı bir kariyer olsa da, başarı başarıdır. Biraz kişisel olacak belki ama bu suç dünyasına eşiniz, Pier Carlo Monaci, sayesinde mi girdiniz yoksa bu sayede mi tanıştınız?

— Ben Pier ile tanışmadan önce almıştım sabıkamı. Ama tabi ki bu yolda ilerliyor olmamız nedeniyle kesişti yollarımız. Bir gece, ondan benimle tecrübelerini ve görüşlerini paylaşmasını istemiştim, böylece tanıştık. İkimiz de aynı şeylerden hoşlanıp aynı kariyerde ilerlediğimiz için de sadece evde değil sokaklarda, bankalarda, hapishanelerde, gezerken, yürürken, çalarken, yakarken de beraber olduk. Bu yolda ilerlerken kazandığım güzel insanlardan birisi kendisi.

+ Daha uzun yıllar mutluluklar dilerim size.
Fark ettiğim kadarıyla hep benzer suçlar üzerine yoğunlaşmış görüyorum sizi suç geçmişinizi okuduğumda. Hırsızlık ve çalıntı eşya taşımak çoğunlukta. Bu sizin tercihiniz mi yoksa görev paylaşımı mı acaba?

— Ben, diğer insanların canını acıtan suçlardan yana değilim. Heyecanı seviyorum belki de beni hırsızlığa, eşya çalmaya yönlendiren sebeplerden biri budur. Ancak temelinde "eşitsizlik" düşüncesine karşı olmam vardır. Bazıları çok pahalı antika eşyalar kullanırken, bazıları ise sokaklarda müzik yaparak para kazanmaya çalışıyor. Ben de kendimce "madde" düşkünü insanlarla eğleniyorum. O milyonlarca para ödedikleri antika eşyalarını bir anda alıp daha sonra da nereye koyduğumu unutuyorum. Bu noktada şunu merak ediyor olabilirsiniz, ben bu antika eşyaları çalarak insanları mağdur durumda bırakıp vicdanı rahat eden insanlar da var ve ne yazık ki bu insanlarla aynı statüde değerlendiriliyoruz zaman zaman. Ben ve pek çok arkadaşımın işlediği ve "suç" olarak değerlendirilen olaylar, aslında bir diğer açıdan bakılırsa "sisteme tepki" olduğu anlaşılır. En azından anlaşılmalıdır. İktidar sahipleri, ülkeleri için bir şey yapmadıkları, aksine kendi ceplerini doldurup, rahat(madden) bir yaşam sürmeye devam ettikleri, halkı umursamadıkları sürece "suç" da devam edecektir.


+ İktidar sahiplerine göreyse, siz daha uzun yıllar boyunca hırsızlık yapacaksınız desene.
Dışarıda, suçla ilgilenen insanları görüyorum, çoğu erkek. Sen bir bayan olarak suç kariyeri yapmış bir insansın ve merak ediyorum, bir bayan olarak suç kariyeri ile ilerlemenin zorlukları nelerdir?

—Bu soruyla karşılaşana dek, cinsiyetim ve kariyerim ilişkim hakkında olumlu ya da olumsuz bir düşüncem olmamıştı. Hoş şimdi de pek bir şey değişmedi. Sanırım ben kariyerimden öyle zevk alıyorum ki, her şeyimden hatta cinsiyetimden bile sıyrılıyorum bu yolda ilerlerken. Hayır, cinsiyetimle ilgili hiçbir problem yaşamadım bu güne dek. Şu noktada, durup ardıma baktığımda da şu soruyu sormadan edemiyorum "Buna kaç kadın cesaret edebilirdi acaba?"


+ Cesaretini tebrik ederim. Her ne kadar insanlar için zararlı bir kariyer olsa da, başarı başarıdır. Biraz kişisel olacak belki ama bu suç dünyasına eşiniz, Pier Carlo Monaci, sayesinde mi girdiniz yoksa bu sayede mi tanıştınız?

— Ben Pier ile tanışmadan önce almıştım sabıkamı. Ama tabi ki bu yolda ilerliyor olmamız nedeniyle kesişti yollarımız. Bir gece, ondan benimle tecrübelerini ve görüşlerini paylaşmasını istemiştim, böylece tanıştık. İkimiz de aynı şeylerden hoşlanıp aynı kariyerde ilerlediğimiz için de sadece evde değil sokaklarda, bankalarda, hapishanelerde, gezerken, yürürken, çalarken, yakarken de beraber olduk. Bu yolda ilerlerken kazandığım güzel insanlardan birisi kendisi.

+ Daha uzun yıllar mutluluklar dilerim size.
Fark ettiğim kadarıyla hep benzer suçlar üzerine yoğunlaşmış görüyorum sizi suç geçmişinizi okuduğumda. Hırsızlık ve çalıntı eşya taşımak çoğunlukta. Bu sizin tercihiniz mi yoksa görev paylaşımı mı acaba?

— Ben, diğer insanların canını acıtan suçlardan yana değilim. Heyecanı seviyorum belki de beni hırsızlığa, eşya çalmaya yönlendiren sebeplerden biri budur. Ancak temelinde "eşitsizlik" düşüncesine karşı olmam vardır. Bazıları çok pahalı antika eşyalar kullanırken, bazıları ise sokaklarda müzik yaparak para kazanmaya çalışıyor. Ben de kendimce "madde" düşkünü insanlarla eğleniyorum. O milyonlarca para ödedikleri antika eşyalarını bir anda alıp daha sonra da nereye koyduğumu unutuyorum. Bu noktada şunu merak ediyor olabilirsiniz, ben bu antika eşyaları çalarak insanları mağdur durumda bırakmıyor muyum? Hiç sanmıyorum, antika t-shirtün ikamesi 3-5 ytl’lik normal bir t-shirttür. Maddi amaç güderek yapmadım hiç bu eylemleri. Çoğunlukla çaldığım eşyalar ya çöpe gider ya nereye koyduğumu unuturum ya da polisler elimden alıverir. Ben aslında bir noktada "insanlığın" vicdanını rahatlatıyorum. Unutmadan, bu bir görev paylaşımı değil, kendi kişisel tercihim.


+ Peki bu kariyere nasıl başladın? Yani bir olay ya da aniden bir haberlerde çıkan bir hırsızlık haberine özenerek başlama ya da arkadaşların etkisinde kalmak gibi bir şey mi?

— Hatta size bu kariyere başlama hikâyemi de anlatmak isterim. O dönemde mahpus olan, sevdiğim bir arkadaşım vardı. Önceden de konuşmuştuk, beraber zaman geçirecektik. Ben bu yolda çok yeni ve çaylak olduğum için, o bana bilgi ve tecrübelerini aktaracaktı. Ancak mekân sorunumuz vardı. O hapisteydi bense dışarıdaydım. Uzun süre de çıkamayacaktı hapisten. Sonra gözümü karartıp kararımı verdim. Parkta tanıştığım bir arkadaşın zimmetli t-shirt 'ünü alıp, -hatta giyip- karakola gittim. Karakoldaki polis arkadaşlar 2 kez beni uyardılar ve bir miktar para cezasını ödeyip gitmemi söylediler. Ama ben yorulmadım, bıkmadım. Tekrar çalıntı eşya ile karakola gittim ve ilk sabıkamı aldım. O tarihten sonra artık her şey değişmişti. Hapishanede, arkadaşımın bilgi ve tecrübeleri ve tabi benim çaba ve inancım sayesinde, bu yolda ilerlemeye başladım.
+İlginçmiş hakikatten. O kadar uzak tutulmaya çalışılsan bile zorla girmişsin şu meşhur suç dünyasına desene.

Öncelikle teklifimi kabul ettiğiniz için kabilenize ve size teşekkür ederim.

Haftaya BulletProof Kabilesi'nden başka bir tanıdık yüz ile görüşmek üzere.

İyi haftalar Ankara!



BulletProof Kabilesinin Gözünden Suç Dünyası II

Geçen hafta ilk bölümü ile birlikte olduğumuz BulletProof Kabilesinin Gözünden Suç Dünyası röportaj serisinin 2. bölümü ile yine karşınızdayız. Bu haftaki konuumuz Pier Carlo Monaci.

+ Hoşgeldiniz öncelikle. Konuşacak çok şey var o nedenle hemen başlamak istiyorum.
Son zamanlarda uzun süre gündemde kalmış olan hırsızlık yargısının üzerinde durmak istiyorum asıl. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Forumda falan hiç cevap vermediğinizi fark ettim. Oldukça dolu olmalısınız bu konuda.

Yargıçların düşüncesi beni ne şekilde olursa olsun tutabildikleri kadar uzun süre içeride tutmak maalesef... Eminim ki kanuna karşı gelmekten, kaçakçılıktan vs. tutuklansam da yine iyi bir bahaneyle 30 gün üzeri ceza alırdım. Çaldığım eşya çok değerli olduğundan 50 gün ceza almışım, yine benim gibi taç çalana 8 gün ve Iron Maiden t-shirtü çalana 4 gün, tuxedo çalana 7 gün verilen örnek davalar bulduk, ancak bildiklerini okuyorlar yapacak bir şey yok, konuşma gereği duymuyorum bu sebeple…


+ Peki söylendiği gibi ağır cezaların caydırıcılık etkisi var mı? Yoksa daha çok hırs mı yaptırıyor?

Ağır cezalar azılı suçluları durdurmak için tabii ki gerektiği yerlerde kullanılmalıdır. Bizim işimiz suç işlemek, yargıçların işi bizi yargılamak. Ancak çoğu yargıçta ağır ceza/yargıç kanaati konularında eksiklikler var. Kendilerine birçok kişi gibi çaylak, beceriksiz vs. gibi ithamlarda bulunmak istemiyorum ama karar verirken biraz durup düşünmeleri gerekli. Çünkü sık sık talihsiz kararlar verdiklerini görüyoruz, biliyorsunuz en önemlilerinden biri geçen haftalarda benim başıma gelen, yaptığım 1 hırsızlığa 50 gün ceza verilen davaydı. Şimdi çok basit bir şekilde düşünelim; ben eğer 1 hırsızlığa 50 gün ceza alıyorsam ve bir davada verilebilecek maksimum ceza 50 günse ben neden bundan sonra 1 hırsızlık yapayım? Çıktıktan sonra 1 hırsızlığa da 50 gün, 3000 hırsızlığa da 50 gün mantalitesiyle kendilerinin başını kat kat fazla ağrıtacağım, bunu düşünmüyorlar. Tek düşündükleri ilk soruya verdiğim yanıtta bahsettiğim gibi “Pier Carlo elimizde ve onu tutabildiğimiz kadar içeride tutalım”… Eğer biri çıkıp derse ki ”Rehabilite olman ve bir daha suç işlememen için bu kadar yüksek ceza veriyorlar”; benim ne olduğumu ve gelecekte ne olacağımı onlar benden daha iyi biliyor derim. Zamanla ve yeni davalarda verecekleri kararlarla kendilerini geliştireceklerine inanıyorum, ben kurban olmuşum problem değil, gelecekte herkes için daha adaletli yargılamalar yapılsın yeter ki.


+ İşlediğiniz suçlar kişilere yönelik olduğu sicilinize bakınca anlaşılıyor. Vandalizm gibi suçlar işlememişsiniz hiç. Yani suç işlerken aslında arkada başka bir fikir mi var yoksa eğlence amaçlı mı?

Aslında yaptığım çoğu saldırı vandalizm kapsamına giriyor, bir hükümet binasını kendimi ifade edecek bir işaret/söz yazarak boyamaktansa yakmayı tercih ettim hep. *gülümsüyor* Tabii bu kundakçılık kapsamına giriyor, grup saldırıları dışındaki suçlarım kişilere yönelik oldu, birkaçı da sadece değerli eşyalar içindi… Suç işlemek eğlenceli evet, arkadaşlarımla bir binayı dört yandan sarıp aynı anda molotoflarımızı fırlatmak ve dumanların göğe yükselmesini izlemek, polislere yem atıp onları boş şeylerle uğraştırırken evlerine uğrayıp bir kahve içmek, SWAT operasyonundan son saniyede kaçıp jete atlamak ve timlere bir miktar yukarıdan el sallamak, yeraltı evlerinde toplanıp birbirimize bildiklerimizi öğretmek, hepsi gerçekten eğlenceli… Bunların hepsi bir defa tadıldığında bırakılmayan şeyler, yani suç işlerken çok eğleniyoruz ama asıl amacımız yaptıkları yanına kâr kalanların ayarını elimizden geldiğince düzeltmek.
+ Son olarak da klasik bir soru tabii ki. Suça nasıl başladınız, yani neleri düşünerek girdiniz? Fedakârlıklarınız ve beklentileriniz nelerdi? Şuan hala devam etmenizi sağlayan faktörler nelerdir?

Birçok kişiden farklı olarak kendimi bildim bileli sadece suç üzerine yoğunlaştım, ilk kitabım Temel Fen'di, Kundakçılık yapmak için almıştım… Öncelikli amacım yukarıda bahsettiğim gibi hak edenlere kendi yollarımla cevap vermek oldu, bunu da başardım diyebilirim. Şimdi daha farklı işler üzerine yoğunlaşacağım. Hapisten çıktıktan sonra yapacağım şey arkamızdan gelen yeni nesli suç dünyasına kazandırmak. Bu yolda önceden de çok fedakârlıkta bulundum, zamanımı, paramı hiç düşünmeden verdim, birçok kişiye elimden geldiğince bildiklerimi öğrettim, şimdi hepsi yakın dostum ve çok iyi yerlerdeler. Beklentim ise büyüklerimizin açtığı, bizim ise genişlettiğimiz bu yolda çok daha fazla kişiyi kazanmak.


+ Her kariyerde olduğu gibi suç da bir kariyer aslında. Hedefleriniz var mı? Mesela işte şunu çalarsam biter, artık emekliye ayrılırım diye düşündüğünüz bir şey mesela?

Aslında İstanbul saldırısı doruk noktası oldu benim için, aylarca üzerinde çalıştığımız bir projeydi ve başarıyla sonuçlandı, saldırıdan sonra biraz elimi ayağımı çektiğime dikkat etmişsinizdir, yeni proje “Global Fire”a kadar da ders vermeyi düşünüyorum... Emekliye ayrıldığım gün ise yerin yedi kat altında sağlam bir meşe tabut içinde dinleniyor olacağım…


+ Çok keyifli bir sohbet oldu benim için. Umarım bazı kişiler de okur da gerekli payı alır üstüne.

Aslında daha da konuşmak istedim ama maalesef hapishanenin görüşme saati bitmek üzere. Teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.

Rica ederim, asıl ben teşekkür ederim
.


All rights reserved. Isabelle Monaci and Pier Carlo Monaci [PopmundoID = 223519 & 389512] © 2008

Toplam 15418 ziyaretçi (31703 klik) popmundocu burdaydı! Peki sen kendini belli ediyormusun??
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol