HBKSD

Halil Božić'in Kaleminden Suç Dünyası I

.. Hırsızlık the I¢e ¢rime üyesi Halil Bozic tarafından yapılmıştı. Bunun üzerine bu konu hakkında görüşmek için kendisine ulaştım ve bir röportaj yaptık.


+ Suç dünyası şimdiye kadar hep karanlıkta kalan, gözden ırak bir alan olagelmiştir. Bu durumun güvenlik dışında sebepleri var mı? Neden kendinizi ve amaçlarınızı açık bir şekilde dile getirmiyorsunuz?

- Kesinlikle öncelikli ve ortak sebep güvenlik ve gizliliktir. Ancak kişilerin kendilerini açık bir şekilde ifade etmeleri veya hedeflerini, amaçlarını söylemeleri tamamen değişken bi durumdur. Gruplar, kişiler ya da örgütler, ne dersek diyelim sonuçta farklı amaçlarla bu camiada boy gösteriyorlar. Halil ise belli zamanlar belli amaçlara yönelik, örneğin kişisel saldırılar veya işlenilen suçlar gözlenir kimi zamanlarda ise ortak ve genel bir hedefe yönelik şeyler.


+ Hedeflerinizi neye göre belirliyorsunuz? O kişiler kimler? Sizin bu hedefleri bellemenizde sebepler neler oluyor?

- Bu soruya bütün suç camiası adına cevap vermem imkansız görünüyor ancak, belli başlı grupları incelediğimizde normal bir vatandaş da bu kişilerin neyin tarafında olduğunu ne için uğraştıklarını görebilir. Mesela Halil the I¢e ¢rime kabilesinin gururlu bir üyesidir. Spesifik hedefleri olmayan ancak belli dönemlerde güzel şeyler başarmış bi oluşum, the I¢e ¢rime kabilesinin isim babası da bizzat ve benim bu bana zevk veriyor. Burada ortak duyguları paylaştığımız insanlar ile büyük işler başarıyoruz kimi zaman. İnanın suç işlerken aldığınız keyfi bu dünyada hiç bir şekilde hissedemezsiniz. Çünkü Halil, bir zamanlar polisti, yine bir dönem defterdar ve vali yardımcılığı da yaptım. *gülümser*


+ - Suça nasıl başladınız, neleri düşünerek başladınız? Ve şu anda neden devam ediyorsunuz, motivasyonlarınız neler?

- Şirket yönetmek mekan alıp satmak vs gibi burjuvaca hareketlerden, politikanın yoruculuğundan ve zaten yeterince sıkıcı olan reel yaşamdaki kısıtlamaların benzerlerini Popdünya’da yaşamaktan bıktığım bir gün "artık fatura ödemesem ne olacak ki?" sorusunu kendime sordum ve ilk yeteneğimi yani Temel Suç'u öğrendim. İşte Suç'un Temeli burada atıldı bana göre


+ - Yaptığınız eylemler yalnızca 'yapmak için', toplumda huzursuzluk yaratmak için mi yapılıyor yoksa arka planında daha derin siyasi ve ideolojik hedefler var mı?

- Uzun uzun tartışılmaya müsait bir konu aslında bu, ama bende uyandırdığı şey ilk zamanlarda hırsla ve hızlı bir süreçte yeteneklerimi tamamladım, tamamladım diyorum çünkü hepsi mevcut ben de *hince bir gülücük atar*. İlk zamanlarda ciddi hedefleri olmayan öylesine suç işleyen, yalnız önemli bir nokta hâlâ benim için zevkten daha ağır basan bir sebep olmadı, ancak zamanla farklı şeyler giriyor devreye. Nasıl desem; bir durakta otobüs bekleyen masum insanlara tüfek ile ateş açıyorsunuz ve gerçekten ateş etmiş gibi zevk alıyorsunuz, ancak kimseye bir zarar gelmiyor gerçekte... Ama yine de saldırıdan sonraki o kaos ortamı yaşanıyor, polisler olay yerini inceliyor ve en heyecan veren kısmı, siz bütün bunları -eğer biraz dikkatli iseniz ve bilgileriniz yeterli ise- izleyip daha çok zevk alabiliyorsunuz. Ancak farklı hedeflere yönelik hareket etmek isterseniz bu da mümkün, kendiniz bir oluşum yaratabilir veya var olan bir oluşuma da katılabilirsiniz. Son dönemlerde artık suçlular, özellikle de kariyeri güçlü olan suçlular, belli ortak hedeflere yönelik hareket etmeyi tercih ediyorlar. Sanırsam bunun etkileri ve verdiği zevk daha fazla olacak insanlara

"Kusursuz aklın sonsuz ışığı sizinle olsun. " - Halil Bozic

Yazar: John Galt

Yayın Editörü: Anthony Guerrini

Halil Božić'in Kaleminden Suç Dünyası II

Büyük ilgi toplayan Halil Bozic röportajının ikinci kısmı ile karşınızdayız.


+ Bir işle uğraşan herkes her zaman daha iyisini, her zaman bir kademe daha yükseğini yapmak ister. Müzik kariyerindeki 1 numaralı artist olmak için uğraşır, polis bütün suçluları yakalamak için uğraşır gibi. Peki, sizin için, siz ve sizin çevreniz için, bu hedef nedir?

- Tabii ki her alanda olduğu gibi suç alanında da rekabet söz konusu. Örneğin, dostum Ertuğrul Silahtar ile yanmayan(!) devlet daireleri ve bağışla kurulan barları yakma konusunda tatlı bir rekabet içindeyiz. Şu an Gabriel dünya sıralamasında önde görünüyor, büyük konuşmak istemem ancak bir süre daha yakalanmadığım takdirde ilk 3’e aday görüyorum kendimi.


+ Eminim ki başarısız olma olasılığı en kötüsü. Biraz kişisel olacak belki ama başınızdan geçen bir olayı, en unutamadığınız ve en harika anınızı anlatır mısınız?

- Bir keresinde acemilik dönemlerinde, zombi tozu çalma girişimi sonrası yaşanan sağlık azalması ile hastaneye düştüm. Arandığınız şehirde eliniz kolunuz bağlı polislerin her an sizi yakalama ihtimaliyle hastanede beklemek ne kadar zor anlatamam.
Genel olarak antika çalarken başarısız olduğumda (ve tek kişiden bir defa çalma girişiminde
bulunabileceğimizi düşünürsek) sinir olurum. Uzun araştırmalar sonrası antikacı birini bulup evine giriyorsunuz, tam antikaları alıp çıkmayı düşünürken çılgın bir hamster (ya da daha da kötüsü vahşi bir timsah) tarafından ısırılıp yine sağlığınız düşebiliyor.
Unutamayacağım anılardan biri de, performansımın çok iyi olduğu ve şansın da benim yanımda olduğu bir gecede; Sao Paulo şehrinin vali, yardımcısı başyargıcı ve emniyet müdürünün hepsine birden saldırdığım, evlerine girdiğim, eşyalarını çalıp çırptığım ve onlarca suç işlediğim bir gündü. Bu çok eğlenceli ve çok başarılıydı. Kesinlikle şanslı ve daha da önemlisi hızlı olmak zorundasınız.


+ Bu camiada emeklilik diye bir şey var mıdır? Hedeflediğiniz bir şeyi yerine getirdiğinizde, mesela hep istediğiniz bir objeyi çalmak, sevmediğiniz bir insanın bütün mekânlarını yakmak, bir şirketteki bütün parayı zimmete geçirmek gibi, bu işten elinizi çekmek gibi bir şey söz konusu mu?

- Tabii ki ileride iyi bir polis veya devlet görevlisi olmamam için bir sebep yok. Sadece biraz zaman isteyen ve insanlara güven duygusu verilmesini gerektiren bir durum. Hepsinden öte bunu istiyor olmak çok önemli. Önceki röportajda belirttiğim gibi zamanında özel ajanlık, defterdarlık ve vali yardımcılığı görevlerinde zaten bulunmuştum.


+ Aslında, suç dünyasına dışarıdan kötü gözle bakılıyor, sizin de bildiğiniz üzere. Peki, "hayır, bu etik değil", "bunu asla yapmayız", "bu kadar ileri gidemeyiz" diye düşündüğünüz şeyler var mıdır? Yoksa "bu böyle bir dünya, sınır tanısak zaten nerede bunun heyecanı, sürekliliği, zevki" mi diyorsunuz?

- Tamamıyla kişisel olarak cevap verilmesi gereken bir soru. Bana göre, en azılı suçlunun, hangi alanda uğraşıyor olursa olsun kendine özgün prensipleri olmalı. Gidip hamile bir kadının yeni doğacak çocuğu için az buçuk parasıyla temin ettiği güzelim antikaları çalmak ve o kişinin zaafından yararlanmak yerine, çok zengin bir karakterin ya da bir polisin onlarca antikasından birkaçını çalmak daha mantıklı ve zevklidir diye düşünüyorum ki en çok antikayı ve garip nadir bulunan nesneleri ben hep polislerin üzerinde görüyorum. Onlarca “boş cam şişe” taşıyan polislere ayrı bir hayranım zaten. (gülüyor)


+ Suç dünyasında son zamanlarda çeşitli zorluklarla karşılaşılıyor galiba yeni düzenlemeler ile, sizce de böyle bir şey var mı?

- Son dönemlerde suç işlemek çok zorlaştı. Polislerin sahip olduğu yeni nesneler (arama köpeği vs gibi) nedeniyle suç işlemek daha da zorlaştı. Mesela, hapisten kaçma örneğine bakarsak; ben kendimi bilgi olarak tam hazır hissediyorken denedim, fakat kaçamadım ve kendimi o zaman bilgi açısından neredeyse yarı yarıya yoksun hissettim. Hapishanede yeteneklerini geliştirmene izin vermedikleri için mecburen haftanın sonunu, Pazar günü köşene çekilip eski deneyimlerine göre aklına geldiği kadarıyla kendini geliştirebiliyorsun anca, ama bu da çok uzun zaman alıyor ve her denemede kaçma şansın azalıyor.


+ Son olarak söylemek istediğin bir şey var mı?

- Kusursuz aklın sonsuz ışığı sizinle olsun.

Yazar: John Galt

Yayın Editörü: Anthony Guerrini     


Halil Božić'in Kaleminden Suç Dünyası III

İki haftadır devam ettiğimiz Suç Dünyası röportaj serisinin üçüncü ve son bölümüyle karşınızdayız.

+ Spesifik hedefleri olmayan bir oluşumun üyesisiniz. Peki, grup olarak yapılacak bir eylem kararlaştırılırken dikkate alınan kriterler nelerdir? Yani bir kişi ya da bir yer ya da bir topluluğa saldırı olacağı zaman bir sebep gösterir misiniz kendinize? İşler hep neden-sonuç olarak mı yürür? Keyfi eylemler de oluyor mu?

- Bu soruya ayrıntılı olarak cevap vermek isterdim ancak, hem isim babası olduğum hem de oluşumunda büyük emeklerim olan “the I¢e ¢rime” kabilesinden ayrıldım. Sebep ise kabilenin başlardaki misyonunu ve ruhunu, genişlemek uğruna (ve diğer saçma sebepler yüzünden) kaybetmiş olması.


+ Hep tartışılan bir şey var. Kundak(arson) eylemi ile masum insanlar da yara alıyor ve etkileniyor. Peki, siz Halil Bey, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Eğer bir kişiye saldırıyorsanız bu gibi şeyleri göz ardı eder misiniz?

- Kundakçılık, özellikle yeni düzenlemeler nedeniyle daha az ve daha zor zarar veriyor bir mekâna. Kalitesi yüksek olan bir yeri bırakın yıkmayı, yakmak bile artık çok zorlaştı ki insanların yaralanıp zarar görmesi ikinci planda kalıyor artık. İşlenen bir suç yüzünden masum birinin ciddi bir zarar göreceğine kesinlikle inanmıyorum. Öyle şeyler oluyor ki atılan bir mesaj karşılığı kibar ve mütevazi bir karakterin antikalarını, onun için değerli olan bir t-shirtü (veya çaldığım herneyse) ona geri verebiliyorum.


+ Suç hep birisi tarafından öğretilirse öğrenilmiştir. Yani öğretmen-öğrenci ilişikisi bir nevi. Suç dünyasında tek olmaktan ziyade grup olarak çalışmak mantıklı oluyor genelde. Aranıza alacağınız kişiler nasıl belirleniliyor? Onlara bildiklerinizi öğretirken mesela, nasıl güvenebiliyorsunuz? Ya da şöyle direk sorayım, birisine güvenmeniz için ne gerekiyor?

- Gerçek bir suçlu her zaman kendini belli eder. Polis için çalışan veya gerçekte polis ya da ajan olan bir karakteri anlamak çok da zor değildir. Ancak nasıl olduğu konusunda, tecrübeler sayesinde edindiğim izlenimleri sizinle paylaşmak pek de mantıklı gelmiyor açıkçası. Fakat birine güvenmek konusunda aşırı şüpheci yaklaşırsanız hiç öğrenciniz olmayabilir(örn. Ben). Yakın zamanda kapsamlı bir suç eğitim programına başlamayı düşünüyorum birkaç arkadaşımla birlikte. Yeni bir kabile veya benzer bir oluşum içinde bulunabiliriz.


+ İleriyi düşünerek giriliyor bu işe de, bu biliniyor. Fakat ileride ister istemez bir soru işareti olacaktır herkesin kafasında. Eğer ki bırakacak olursanız ileride bu zor olmayacak mı?

- Önceki röportajımızda belirttiğim gibi daha önce siyasi alanda ve birçok meslekte çalıştım. Suç dünyasında yaşadığım olaylara baktığımda, diğer hiçbirinin iyi ve tanınan bir suçlu olmanın verdiği hazzı veremeyeceği kanısındayım. İnanıyorum ki yakın zamanda suç – yargı – polis üçlüsü arasında daha iyi bir denge kurulacak ve çeşitli değişimler gözlenecektir. Düşünüyorum da iyi eğitilmiş bir K-9 ile canı sıkıldıkça her yeri tarayıp etrafta suçlu aramak ne marifet ne de iyi bir polislik değildir, olamaz da (!).


+ Son olarak eklemek istediğiniz birşeyler var mı?

- Suç dünyasını tanımayı isteyen kişilerden ricam, lütfen kendini suçlu gibi gösteren amaçsız ve anlamsız kişilerden uzak durun, etik değerleri, hedefleri olan ve bu işi bilen tecrübeli gerçek suçlularla ilgilenin.


Yazar: John Galt

Yayın Editörü: Brice Myers     

All rights reserved. Halil Božić [PopmundoID = 319449] © 2008

Toplam 15415 ziyaretçi (31697 klik) popmundocu burdaydı! Peki sen kendini belli ediyormusun??
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol