AOP





ACTION OF POPMUNDO

Gözlerimi açtığımda karanlık ve sessiz bir odadaydım.Farkettim ki burası bir hapishaneydi. Hemde DFTK idi.Enselenmiştim.Ardından ayak sesleri duydum.İri yarı bir adam bana yaklaştı ve:
- 219 YTL haracını öde bakalım.
dedi ve korktum.Kimdi bu.Etrafımdakilere sordum.Bu Haydardı.Korktum cebimden 219 YTL çıkarıp Haydara verdim.Haydar:
- Aferin.Haraçlarını zamanında öde.Yoksa ...
dedi.Yoksa ne acaba? Şimdi beni kimin yakaladığını düşünüyordum.Fakat unutmuştum.Hiçbir şey hatırlamıyordum.En son hatırladığım binada patlayan dinamit lokumuydu.Kim patlatmıştı? Davam görüldü.Hakim masum olduğumu anladı ve bana 1500 YTL para cezası verdi.Hemen ödedim.Şimdi dinamit lokumunu patlatan kişiyi bulmam gerekti.Ceplerimi karıştırdım.Bir telefon bulmuştum.Hemen yer imlerine baktım."Tahtakale Bazaar" adlı bir mekan vardı.Hemen Londra'ya uçak bileti aldım ve uçtum.Havalimanına indikten sonra bu mekana gittim.Fakat mekan çökmüştü.Biranda hatırladım.Burada dinamit lokumu patlamıştı.Fakat nasıl İstanbul'a gitmişti.Hatırlamaya çalıştım.Ve buldum."Beni Molunei yakalamıştı".Molunei gerçekten acımasız bir polistir.Oğuzhen adlı kişiyle yarım kalan davasını anımsadı.Sinirlendi.Çünkü Oğuzhen 50 gün ceza vermişti Emrre'ye.Emrre çok iyi bir arkadaşıydı.Zaten yakalandıktan kısa bir süre sonra yıldırım yemişti.Oğuzhen'in Roma'da olduğunu öğrendi.Mesuic grubu da Roma'ya gidiyordu.18 tekerlekli lüks tırın arkasına atladı.Uzun yolculuğa başladı.Ara sıra ani frenlerde sahne ekipmanlarından eziliyordum.Sağlığım düşüyordu.%20'ye kadar düşmüştü.Orda bir donut buldum ve yedim.Uyudum...

Uyandığımda Roma'ya 3 mil kalmştı.Roma'ya gelmeden cebimden çıkardığım 9mm'lik silahla tırdan indim.Tır 5 m sonra durdu.Hemen tıra koştum ve tırdakileri öldürdüm.Ölenler gerçekten ünlüydü.Tırla Roma'ya girdim.Boş bir arazi de durdum.Molotof yaptım ve tırın üstüne atıp kaçtım.Artık Romadaydım.Hesaplaşma vakti gelmişti.Fakat arkamdan birisi seslendi bana.Dönüp baktım.Bu en iyi arkadaşım..


Part2

Bu Jamie'ydi.Neden burdaydı? Seslendim:
- Jamie neden buradasın?
Jamie:
- Oğuzhen adlı kişi bana yamuk yaptı.Yarım kalan davamı tamamlayacağım.
Düşündüm.Jamie'de bendendi.O da Oğuzhen'i öldürmek istiyordu.Güçlerimizi birleştirebilirdik.Ortak olduk.Roma sokaklarında gezerken üstü antikalarla dolu bir adam gördük.Bu Goven'di.Benim ve Jamie'nin ağzı sulandı.Çaktırmadan adamdan pezevenk şapkası ve catsuit çaldık.Adam farketti.Hemen antikaları alıp uzaklaştık.Yorulmuştuk.Roma'da kalacak evde yoktu.Belediye binasına gittim.700 YTL verip 2 odalı bir ev tuttum.Belediye binasında az kalsın yakalanıyordum.Jamie ile beraber eve geldik.Jamie koltuğa uzandı.Ben pencereden dışarı bakarken birde ne göreyim? Oğuzhen tam karşıdaki binaya girdi.Hemen üstümü giyinip o binaya yöneldim.Jamie çok yorgundu, gelemedi.Ben binaya girdim.Oğuzhen biriyle konuşuyordu.Kim olabilirdi? Tabi ya.Bu Yuvez'di.Çok iyi bir polisti.Oğuzhen:
- Yuvez, duyduğuma göre peşimde Emile adlı bir suçlu varmış.Tanıyor musun?
Yuvez:
- Tanımaz mıyım? Bütün İzmir'i altüst etmişti Jamie denen arkadaşıyla.
Oğuzhen beni farketti.Hemen oradan kaçıp eve geldim.Her şeyi Jamie'ye anlattım.Jamie belinden 9 mm'sini çıkardı.Bende çıkardım.Güzelce silahlarımızı temizledik.Planımızı hazırladık.Jamie yorgunluğunu birden unuttu ve Oğuzhen'i takibe aldık.Oğuzhen arabasına binip Roma - Paris yoluna doğru gidiyordu.Hemen oradan ikinci el bir minibüs çalıp yola koyulduk.Oğuzhen polisleri çağırmış olmalıydı.Oradan uzaklaşmaya çalışırken Jamie vuruldu.Kan kaybediyordu.Ben ise korkudan ne yapacağımı bilemiyordum.Motoru çalıştırıp, tekrar Roma'ya yöneldim.Arkamdan polisler geliyordu ve ateş ediyordu.Arka sağ lastik patlatılmıştı.Nihayet Roma'nın ara sokaklarında izimizi kaybettirdik.Eve girdik.Jamie kan kaybediyordu.Cebimden telefonumu çıkarıp güvenilir doktor olan Cunen'i çağırdım.Hemen geldi.Jamie'ye isabet eden kurşunu çıkardı.Yarasını temizledi.Teşekkür ettim ve gitti.İkimizde uyuduk.Sabah birden ayak sesleri duydum.Polisler!

Part3

Hemen Jamie'yi uyandırdım.Uykuluydu."Polisler" dedim.Hemen kalktı.Nereden kaçacaktık? Silahlarımızı çıkardık.Kapı çaldı.Delikten baktım çok kalabalıktılar.Yangın merdiveninden iniyorduk.Fakat aşağıda da polisler vardı.Çatışmaya girdik.2 polisi vurduk.Bir kurşun benim çantamı deldi.Neyseki bana bişey olmamıştı.Arabaya atladık ve kaçtık.Yolda ne yapacağımızı konuştuk.Düşündük.Toronto'ya gitmeye karar verdik.Burada samimi dostum olan ivo vardı.O bize yardımcı olabilirdi.Uzun yolculuğumuzu arabayla yapmamaya karar verdik.Saat 17:54'tü.Hemen havaalanına gittik. Jamie ve ben 1.sınıf, süpersonik uçak bileti aldık 18:00 uçağına.Uçağa bindik.Artık havadaydık.Uçakta 1 kadın ve çocuğu vardı bizden başka.Çantamdan haritayı çıkardım.Jamie ile beraber plan yaptık.Roma'dayken Oğuzhen'in dünya turuna çıkacağını duyduk.Mecburen Toronto'dan da geçecekti.Bu güzeldi.Uçak havada giderken kadın maskesini çıkardı.Bu Molenie'ydi.Yani polis.Ama tekti.Biz ise iki kişiydik.Silahlarımızı çıkardık.Ateş etmedik.Uçak yanabilirdi.Molenie:
- Eller yukarı.Tutuklusunuz.
dedi.Jamie:
- O kadar kolay olmayacak.Sıkıysa bizi tutukla.
dedi ve o anda Molenie yere yığıldı.Bayılmıştı.Meğerse üstünde çok yük taşıyordu.Bu büyük fırsattı.Molenie'yi bağladık.Kendine geldiğinde kızdı.Uçak Toronto havalimanına indi.Hemen uçaktan inip, uzaklaştık.Fakat benim silahım uçakta kalmıştı.GEri dönemezdik.Jamie:
- Bişey olmaz.İvo'dan sana yeni silah alırız.
Orada duran gürültülü eski kamyonetin şoförüne 1 el ateş ettik ve arabayı çaldık.Cebimden telefonumu çıkarıp, ivo'yu aradım.Evde olduğunu söyledi.Eve gittik.İvo bana ve Jamie'ye anahtar verdi.İvo:
- Hoşgeldiniz.Planınız nedir?
dedi.Jamie:
- Oğuzhen'i öldürmek.
dedi.İvo:
- Nasıl?
dedi.Ben İvo'ya olayı anlattım.İvo:
- Güzeeel.Molotof ve her türlü bomba yapımında yanınızdayım dedi.Sonra dükkana gidip gerekli malzemeleri aldık.Eve dönüyorduk.Birden sesler çıktı.Büyük bir patlama.İvo:
- O da neydi?
dedi..

Part4

Arkamızı dönüp baktık.Arkadan dumanlar yükseliyordu.Olay yerine yöneldik.Tam girecekken polis arabaları ve itfaiye sirenlerini duyduk.Polisleri görünce hemen tüydük.Ama Jamie ve ben çok merak etmiştik.Arkadan bir adam "ŞŞTT" diye seslendi.Yanına doğru gidiyorduk.Bu yüz bana hiç de yabancı gelmiyordu.Bu Pier'di.Jamie:
- Pier, dostum.Nasılsın?
Pier:
- Saol, iyiyim.Bu binanın nasıl patladığını biliyor musunuz?
İvo,Jamie ve ben:
- Hayır, bilmiyoruz.Kim yaptı?
Pier:
- Elime bakın.Tabi ki ben yaptım.
dedi.Elinde bezden parçalar,boş benzin bidonu vardı.Pier "Oyalanmayın, polisler damlar şimdi buraya" dedi ve anında polisler geldi.1-2 el ateş ettiler.Kurşunlardan biri bana isabet etti ve oraya yığıldım.Pier, ivo ve jamie durdular fakat polis gelince kaçtılar.Ne de olsa daha az ayıp iyidir.Polisler beni yakaladı.Hapse tıktılar.Pier:
- Emile yakalandı.Şimdi ne yapacağız?
dedi.İvo:
- Ben molotof hazırlarım, yakarız.Şansı varsa kurtulur.
dedi.Bu arada ben yine hapse düşmüştüm.Haydar geldi yine.Artık alışmıştım.226 YTL haracımı ödedim.Yargıç davama baktı. 1 hırsızlık ve 1 meskene tecavüz suçundan 12 gün yedim.Bu hesapta yoktu.Şimdi Oğuzhen kaçacaktı.Evde olan ivo:
- Beyler, molotof hazır.Ne zaman atacağız?
dedi.Pier:
- Acele edelim.Bence hemen bu gece deneyelim.
dedi.Hava kararıyordu.Üstlerini giyinip evden çıktılar.Hapishaneye yaklaştılar.İvo:
- Bu uzaklık yeter.Atıyorum molotofu.
dedi.Jamie:
- Hadi at.
dedi ve ivo molotofu attı.Yangın başladı.Hapishanede korkanlar vardı.Çığlıklar attılar.Uzun süre geçmesine rağmen hiç itfaiyeci gelmemişti.10-15 suçlu kaçtı.Aralarında Emile vardı.Hep birlikte "oh" çektik.Emile eşyaları kaptırmıştı.Yenisini alırdık.Emile:
- Saolun dostlar.Geri döneceğinizi biliyordum.
Artık şehirden ayrılma vaktiydi.Pier ve ivo'ya teşekkür ettik.İvo'nun yaptığı patlayıcıları aldık.Yola koyulduk.Hedefimiz Vilnius idi.Çünkü Oğuzhen'i kaybetmiştik.Bütün şehirlerde onu aramak zorundaydık.Yolda birden lastik patladı.Jamie:
- Kahretsin!
dedi.

Part 5

Yedek lastiğimizde yoktu.Oradan geçen bir araba bizi aldı.Jamie ve ben şaşırmıştık.Çünkü bu Stan'dı.Jamie:
- Stan ne oldu, neden geldin?
dedi.Pier:
- Sizi yalnız mı bırakacağım? Geldim işte.
dedi.Yaptığı molotofları da getirmişti Stan.Vilnius'a vardık.Cepten birisi aradı.Fakat kim olduğu yazmıyordu.Telefonu açtım.Bana dediki:
- Oğuzhen şu anda Singapur'da...
dedi.Ben:
- Alo, kimsiniz?
dedim.Fakat kapatmıştı.Doğru muydu bilmiyordum.Stan'a söyledim.Vilnius - Singapur yolu yoktu.Bu yüzden havalimanına gidip özel jet bileti aldık.Arabada mecburen Vilnius'da kalacaktı.Uçağın kalkmasına 1-2 dk vardı.Arkamızda da polisler vardı.Sıkışmıştık.Hemen uçağa bindik.Biner binmez uçak kalktı.Fakat Stan orada kalmıştı ve o dakikada polisler Stan'ı vurdu, ardından birde yıldırım çarptı Stan'ı.Üzülmüştük.Bizi buraya kadar getirmişti.Derken Jamie ve ben uyuduk.Uyanığımızda uçak çoktan inmişti.Hemen toparlandık ve indik.Benim vatandışı olduğum şehirdi Singapur.Borçtan aranıyordum burada.Yaşlı bir kadın yaklaştı.Aklını kaçırmıştı.Zombilerin burada çıkacağını söylüyordu.Ben oracıkta bayıldım.Meğerse eşya yüküm 100'müş.Jamie beni ayıltmaya çalıştı ama nafile...

Gözleri açtığımda bir evdeydim."Jamie" diye seslendim.Ses yoktu.Silahıma dokundum.Yoktu! Tedirginleştim.Ayağa kalktım ve orada duran vazoyu alarak ilerledim.Mutfaktan sesler geliyordu.Aniden girdim.Ama karşımda sadece kedi duruyordu.Burası kimin eviydi acaba.Jamie neredeydi? Telefonumu çıkardım.O kaybolmamıştı.Jamie'yi aradım.Cevap vermiyordu.En son hatırladığım bayılmıştım.Camdan dışarı baktım.Burası Singapur değildi."Aman Allahım!" dedim.Neredeydim acaba? Telaşlandım.Kapıdan dışarı çıkmaya çalıştım ama kapı kilitliydi.Pier'i aradım.Fakat Jamie hakkında bilgisi olmadığını söyledi.İvo'da aynı şekilde.Önce bu evden çıkmam lazımdı.Pencereden tekrar baktım. 1. kattı.Atlasam bişey olmazdı, biraz sağlığım düşerdi.Evden birkaç yiyecek aldım ve aşağı atladım.Burası neresiydi? Etrafta insan bile yoktu.Tek gördüğüm insan esrarengiz birisiydi.Yanına gittim.Ama kaçarak benden uzaklaştı.Etrafta mekanlar vardı fakat hepsi aynı şirkete bağlıydı.Bu şirkete bakacaktım fakat üstüme zombiler geldi, kaçmak zorunda kaldım.Hâla şaşkındım.İvo'yu tekrar aradım.Aranmıyordu.Pier'de aranıyordu.Hiç kimse aranmıyordu! Büyük bir telaşa kapıldım.Korkumu yenmeye çalıştım.Kendime gelmek için birkaç eşya çalayım dedim.Birisinden 2 antika çaldım.Bu sırada orada ölen birinin tekrar canlandığını gördüm.Korkudan hemen oradan kaçtım.Etraftaki insanlar çok tuhaftılar.Molotof yapıp, bir yerleri yakmak istedim.Dükkana girdim.Dükkanda kimse yoktu.Şehir çok sessizdi.Zombiler etrafta dolaşıyordu.Ama bugün ölüler günü değildi.Bir eve gizlice girdim.Evde hiçbir şey yoktu.O sırada gözümün önünde bir zombi adamı ısırdı.Adama baktım.Tuhaftı.Uzunca dolaştım.Nihayet hangi şehirde olduğumu öğrendim.Birden korkum yükseldi.Çünkü...


Part 6

Burası Bombay'dı. Nasıl gelmiştim buraya? Normal oyuncuların buraya gelmesi imkânsızdı.Eve geri döndüm.Evde kedi yoktu! Korktum.Etrafı aradım.Bir pelerin buldum.Anladım! Bu pelerin Bombay'a ışınlanmayı sağlıyordu.Ama bunu kim kullandırttı bana? Bilmiyorum.Tek bilmek istediğim buradan kurtulmaktı.Derken uykum geldi.Uyudum.Yavaş yavaş uyandım.Ama artık aynı evde değildim.Neler oluyordu? Dışarı baktım burası Bombay değildi!!! Nasıl geri dönmüştüm? Çıktım dolaştım.Farkettim ki hâla Bombay'dayım.Burdan gitmenin tek yolu devlerden birini bulmaktı.Aradım, aradım yoktu.En sonunda Mr.Jonas'ı buldum ve konuştum.Önce bana çok sinirlendi.Sonra bir eşya verip ortadan kayboldu.Eşyanın üstünde "Kullanmadan Önce Çok İyi Düşünün" yazıyordu.Korktum.Düşünmeye başladım.Acaba kullansamıydım.Tereddüt ettim.Kullandım ve anında kendimi Londra hapishanesinde buldum.Bu nasıl olmuştu? Ama yargıç davama bakmadan direk serbest bıraktı.Herhalde korkmuş olmalıydı o da.Londra'da akşam olmuştu.Birden içim geçti.1-2 saat sızdım.Birden 3 el silah sesiyle uyandım.Çok yakınımdan gelmişti bu sesler.Gizlice duvarın arkasından baktım.Aman Allahım! Birini öldürüyorlardı.Hemde shotgunlarla.Ölen adam arabadaydı.Kimdi çok merak ettim.Gidip bakacaktım fakat korktum.Ya beni de vururlarsa? Korkmadım.İlerledim.Arabaya 2-3 m kalmıştı.İyice yaklaştım.Adamlar beni gördü hemen oradan kaçtım.Ama adamlar peşimdeydi.Sıkı bir kovalama başladı.2 kişi olan adamlar beni yakalayamadı.O sırada gözden kayboldular.Arabadan uzaklaşmıştım.Nerede olduğunu da unuttum.Şehri aradım, taradım.Sordum, soruşturdum.Arabanın yerini nihayet buldum.O sırada telefonum çaldı.Arayan belirsizdi.Şunları söyledi:
- Arabadakine olan sanada olacak.Git arabaya bak.
dedi.Bu bir tuzak olabilirdi.Ama merakımı bir türlü yenemiyordum.Ne olursa olsun arabanın yanına gitmeliydim.İlerledim.Arabaya 2-3 m kalmıştı.Kapıı açtım ve yere yığıldım.Çünkü...

Part7

Arabadaki cesedin kim olduğunu biliyordum.Bu en iyi dostum Jamie'ydi.Jamie ölmüştü.Daha doğrusu öldürülmüştü.O, 2 adam Jamie'yi vurmuştu.Onları kim tutmuştu? Artık yalnızdım.Jamie yoktu.Cesedin cebinde bir kâğıt vardı.Bu bir mektuptu.Mektup şöyleydi:

Sevgili Emile;

Senin bayıldığın gün birisi benim kafama vurmuştu.Bende bayıldım.Ayılırken senin ışınlandığını gördüm.Çok korktum.Nereye gitttiğini bilmiyorum.Neredesin? Biraz kısa yazdım ama olsun.Bu arada ben eğer ölürsem bütün mal varlığım senin.Ölebilirim.Çünkü Oğuzhen'in adamları peşimde.Beni merak etme.Kendine iyi bak.

~Jamie~
Mektubu okuyunca kan beynime sıçradı.En iyi dostumu Oğuzhen öldürmüştü.Cenaze hazırlıklarına başladım.Pier ve İvo'yu da çağırdım.Geldiler.Hep beraber Jamie'yi son yolculuğuna uğurladık.Artık gözüm Oğuzhen'i öldürmekten başka bişey düşünmüyordu.Oğuzhen'i 9 mm'lik silahlarla öldüremeyeciğimi anladım.Çünkü koruması çok fazlaydı.Büyük bir dinamit lokumu almalıydım.Ama para lazımdı.Bir işe girdim.Maaşım 4500'dü.Para biriktiriyordum.Antika işleriyle de uğraşıyordum.Aradan 1 ay geçti.Yaklaşık elimde 2 M vardı.Fakat bana 20 M lazımdı.Yakınlarımdan borç aldım.Para artıyordu.Bir gün sokakta yürürken Jamie'yi öldüren adamı gördüm.Hemen silahımı çıkarıp kafasına dayadım.Konuşmasını istedim.Konuşmadı.Ellerini bağlayıp, eve götürdüm.Her konuşmadığında bir yumruk atıyordum.Konuşmaya ikna oldu.Sordum:
- Kimsin? Oğuzhen seni neden tuttu?
Adam:
- Paraya ihtiyacım vardı.Oğuzhen bu iş için 15 M verdi.Bende kabul ettim.Anladığıma göre bu adama kıl oluyormuş.
Emile (yani ben):
- Demek öyle.Başka neler biliyorsun?
Adam:
- Galiba yakında senide öldürtecekmiş.Geceleri korkusundan uyuyamıyor sen geliceksin diye.
dedi.Güldüm.Aradan 2 ay geçti.Oğuzhen'in oğlu olmuştu.Bu çocuğa zarar veremezdim.Çünkü bana yakışmazdı.Ama büyüyünce işimi görecektim onunla.Derken paramı saydım.10 M olmuştu.İyi dedim kendi kendime.Cep telefonumdan eski dostum David'i aradım.Bu işte bana ortak olmasını teklif ettim.

Part 8

David 20-25 saniye düşündü.Fakat kabul etmedi.Nedenini sordum.O da:
- Esasında kabul ediyorum.Ama çok şehirde aranıyorum.Senin yanında dolaşamam.Ama her türlü desteği yaparım.
dedi.Teşekkür ettim ve telefonu kapattım.Bu arada 20 M param olmuştu.Gittim dinamit lokumu,göz yaşartıcı bomba malzemeleri alıp, yaptırdım.Oğuzhen'in Tromso'de olduğunu öğrendim.Uçak biletimi aldım.Uçuyorum.Benden başka kimse yoktu.4 saat uçtuktan sonra uçak iniş yaptı.Hemen bir ev tuttum.Evde elime kâğıt-kalem alıp plan yapmaya başladım.15 gün sonra Oğuzhen'in düğünü vardı.Bu düğünde onu öldürmeliydim.Planı iyice hazırladım.Üstelik düğüne Goven,Molenie ve Roi'de geliyordu.Bunlara yazık olacaktı.Olsun.Oğuzhen'in tüm arkadaşları da ölsün.David bana 2 M vermişti.Ona teşekkür borçluydum.David yakalanmıştı.Onu kurtarmalıydım.Vilnius'taydı.Hemen otostop çektim.Vilnius'a doğru yola koyuldum.Vardığımda yanımda getirdiğim molotofu çıkardım.Hapishanenin yanına gelince, 3 molotofu aynı anda fırlattım.Birden bina yanmaya başladı.Bir delik oluştu.Suçlular buradan kaçıyordu.David'de kaçtı.Bana teşekkür etti.1 gün evinde misafir etti.Ama gitmeliydim.Düğüne 14 gün kalmıştı.Ben (yani Emile):
- Her şey için teşekkürler David.Ama Tromso'ye gitmeliyim.
dedim.O da:
- Bir şey değil Emile.Kolay gelsin.
dedi.Otostop çekmek istemedim.Uçak bileti alıp, Tromso'ye uçtum.1 saat sonra vardım.Evime girdim.Uyudum...

 

Günler geldi, geçti.Artık düğüne 5 gün kalmıştı.Git gide sabırsızlanıyordum.Çünkü düğün benim için çok önemliydi.Jamie ve ben çok mutlu olacaktık.Fakat Jamie o günü göremeyecekti.Her düşündüğümde Oğuzhen'e karşı olan sinirim artıyordu.Sakin olmalıydım.Adamın son 5 günüydü.Düğün için 2 dinamit lokumu, 3 göz yaşartıcı bomba, 1 nitrogliserin ve 6 tane de molotof hazırlamış ve hazırlatmıştım.Düğüne 2 gün kalmıştı.Oğuzhen nihayet Tromso'ye gelmişti.Ama bir daha geri dönemeyecekti.Karısı olacak kadın da ölecekti.Üstelik düğüne çocuğu da katılıyormuş.Ve düğün günüydü.Davetliler teker teker geliyorlardı...

Fınal

Düğün devam ediyordu.Molotoflar elimde, bombalar yerleştirilmişti.Tam patlatacakken Oğuzhen'in oğlunu gördüm.Babası ve o ölecekti.Çocuk için içim sızladı.YAnıma çağırdım çocuğu.Hemen bayılttım onu.Çünkü o ölmemeliydi.Ardından binanın dışına çıktım.Düğün hâla devam ediyordu.Oğuzhen çok mutluydu.Bu en mutlu gününde ölecekti.Ben bunu düşündükçe daha çok mutlu oluyordum.Birden telefonum çaldı.Arayan David'di:
- İşi halletin mi Emile?
Emile (Ben):
- Hayır.Biraz tadını çıkarıyorum.
dedim.David:
- Acele et.Sakın yakalanma.Jamie'nin kanı yerde kalmasın.
dedi.Bende:
- Sen hiç meraklanma.
dedim.David:
- Kendine dikkat.
dedi.Ben de:
- Olur.Ama eğer bana veya sana bişey olursa birbirimize haklarımızı helal edelim.
dedim.David:
- Helal olsun Emile.Hoşçakal.
dedi.Ben:
- Sana da helal olsun.Hoşçakal.
dedim.Telefonu kapattım.Artık Oğuzhen'in ölme vakti gelmişti.Binadan 50-55 m uzaklaştım.Elimdeki kumandanın düğmesine basmadan önce molotofu fırlattım.Çığlıklar kopuyordu.Hemen düğmeye bastım.Büyük bir patlama sesi çıktı.Evlerin camları kırıldı.İtfaiye olay yerine gelmeden önce ateşin içinden geçip içeri baktım.Oğuzhen yerde can çekişiyordu.Belimden silahımı çıkartıp 3 el ateş ettim.O artık yaşamıyordu.Jamie'nin kanı yerde kalmamıştı.Siren seslerini duydum.Hemen kaçtım.Çocuğuda aldım.Polisler peşimizdeydi.Çocuk ayıldı.Kendine geldi.Ağlamaya başlayacak sandım.Gülüyordu.Tüm polisler beni arıyordu.Herhalde ölmeyen birisi beni ispiyonlamıştı.Kaçmaya devam ediyordum.Polisler ateş açtılar.Karşılık verdim.2-3 polisi öldürmüştüm.İçlerinde Molenie de vardı.Buna da çok sevindim.Mutlu bir şekilde koşarken bir acı hissettim.Durdum.Çocuk ağlamaya başladı.Karın bölgemden kan aktığını gördüm.Bir kurşun daha.Bütün olaylar film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu.Jamie ile iyi günlerimiz.Zar zor ayakta duruyordum.Çocuğa baktım.Korkmuştu.Ağlıyordu.Görevimi yapmıştım.Bir kurşun daha sıktılar.Yere yığıldım.Çünkü artık yaşamıyordum.


All rights reserved. Emile Dunstan [PopmundoID = xxx] © 2008

Toplam 15420 ziyaretçi (31709 klik) popmundocu burdaydı! Peki sen kendini belli ediyormusun??
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol